Binbaşı Esat Oktay Yıldıran, 15 Şubat 1949 - 22 Ekim 1988 tarihleri arasında doğmuş bir Türk Askeridir. Esat Oktay, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra "Diyarbakır Askeri Cezaevi" iddiaları sebebiyle Türk toplumunda ün kazanmış ve ülkemizin Milli bir değeri haline gelmiştir.
1980 Darbesinden sonra Binbaşı, Ankara'dan Diyarbakıra; Diyarbakır Askeri Cezaevi, İç güvenlik amiri olarak gönderilmiştir. İddialar ise orda ki tutuklulara işkence etmesidir. Fakat bunlar sadece bir iddia olarak kalabilmiş, kanıtlanmamıştır.
Esat Oktay Yıldıran eğer birilerine işkence etti ise, o zamanlar tutuklu olan terör örgütlerinin kurucu üyelerinden olanlara işkence yapmıştır. Yıldıran 1974 Kıbrıs harekatında ki üstün performansı nedeniyle buraya görevlendirilmiştir.
Esat Oktay, cezaevinde sert disiplin uygulamıştır. Cezaevinde Türkçe dışında bir dil konuşmak yasaktır, Duvar yazılarında...
- Türkçe Konuş, Çok Konuş!
- Türkiye Türklerindir!
- Ne Mutlu Türküm Diyene!
gibi, Türkçü ve Milliyetçi sözler vardı. Bu da mahkumların "kimliğinden" uzaklaştırılması için önemli rol oynadı. Esat Oktay cezaevinde mahkumlara "Sen, Türk müsün?" diye soru sorar, cevap alamayınca ise emir ile askerlere mahkumları dövmesi için emir verirdi. (İddia) Ardından aynı soruyu tekrar sorar, cevap verenlere yemek verir, vermeyenlere ise yemek verilmezdi. (İddia)
Cezaevi içerisinde Türkçe bilmeyen mahkumlara "Burasının Türkiye Cumhuriyeti olmasından, ve resmi dilinin Türkçe olmasından dolayı..." sadece 1 Gecede,
- İstiklal Marşı
- Andımız
- Atatürk İlkeleri
- Gençliğe Hitabe
gibi sözleri, ezberlettiği iddia edilir. Tutuklular, terör örgütü mensubu "Kürtlerdir" ve kürtler için yeni disiplin kuralları geliştirilmiştir. Oysa ki işkence edilen ve zorla Türk kimliğine kavuşturulmaya çalışılanlar terör örgütü mensubudur. Bu yüzden darbeci cuntanın "Kürtlere işkence edildi, ayrımcılık yapıldı" sözleri yalandır. Yine Türk Silahlı Kuvvetleri Yıldıran hakkında açıklama da bulunmuş, "Kıymetli bir subayımızdı" diyerek, onu savunmuştur.
Yıldıran 22 Ekim 1988 Tarihinde Suikasta uğrayarak Şehit olmuştur.
Suikasti
Binbaşı, 22 Ekim 1988 tarihinde Ümraniye'de Sarıgazi Askeri lojmanı önünde ki duraktan halk otobüsüne bindi. İşte bu durakta iki kişi daha otobüse bindi ve Esat Oktayın arka tarafına, (oturduğu koltuğun arka tarafı) geçtiler. Otobüs 14:50'de kısıklı durağında durdu, kapılar açıldı ve Arkasından vurulan Esat Oktaya, birisi sırtına birisi boynuna gelmek üzere 2 kurşun isabet etti. Kurşunlardan birisi de bir sivile isabet etti, sivil ve Binbaşı hastaneye kaldırıldı ama Esat Oktay Yıldıran haince bir şekilde Şehit edildi.
Suikastı terör örgütü PKK üstlendi. Aynı gün Cumhuriyet gazetesini birisi aradı ve "PKK tarafından öldürdü" dedi, bu şekilde katillerinin kim olduğu belirlendi.
Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklama da "Esat Oktay, örgüt üyeleri ile Cezaevinde bazı iç hesaplaşmalar olmuş, bu olaylar incelenmiş hiçbir olayın yasal soruşturma veya yasal işlem dışında tutulmadığı görülmüştür." demiş, bu şekilde yukarıda yazdığım (iddia)'lar çürütülmüştür. Yine de hâlâ işkence edildiğini savunanları görmek hiç zor değildir.
Maalesef 1 Ekim 2010 seneinde, Şehitler Parkı anıtında yer alan Esat Oktayın ismi, (ki bu Şehitler anıtında her şehitin ismi de vardır, nasıl olsa onlar bu vatan için can vermiş askerlerimiz ve komutanlarımızdır) AKP nedeniyle kaldırılmıştır. İsminin yer aldığı mermer sökülmüştür. Bu olaylar olurken balyoz kumpasları da yaşandığı için pek ses çıkaran olmamıştır.
Oktay hakkında bazı filmler yapılmış, genellikle hepsi provokasyon amaçlı Türk milletine sunulmuştur. Türk Milleti ise komutana daha da bağlanmıştır bu sayede.
Yine tekrardan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en değerli subaylarından olan Binbaşı Esat Oktay Yıldıran komutanımızı Saygı, Sevgi ve şükranla anıyoruz!