Soru: "Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez." Nisâ suresi, 36. ayet. Yukarıdaki ayette, insanlar arası ilişkilere yönelik ne gibi ilkeler yer almaktadır? Belirleyiniz. Bu ilkelere uymak bize neler kazandırır? Arkadaşlarınızla konuşunuz.

Konu:
DKAB
Yazar:
gerardo55
Oluşturulma Zamanı:
2 yıl önce

Cevaplar 2

Cevap:

Açıklama:

biz Allah'a herzaman ibadet etmişizdir biz onlara ortak koşmamisizdir annenize babanıza akrabalarimiza yoksullara yakınlar iyilik etsin şüphesiz allah kibirlenen ve övünen kimseleri hiçbir zaman sevmez

Yazar:

edseld5d7
Bir cevabı oylayın:
10

Cevap:

Cevap:

Açıklama:

Merhabalar

"Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez."

Ayetinde şunlara dikkat etmemizi belirtmiştir:

 Allaha ibadet etmeliyiz. Yani namaz oruç vb. ibadetleri yerine getirmeliyiz.

 Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamalıyız yani Allah’ı kimsenin yerine koymamalıyız.

 Anaya, babaya, akrabaya, komşuya, çoluğa, çocuğa vb. kişilere iyilik etmeliyiz.

 Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.

Komşuya ne gibi yardın etmeliyiz?

Yakın komşumuza yaptığımız yemeklerden götürmeli hep ona iyi davranmalı hep onların yanında olmalıyız

Hatta bununla ilgili atasözüde vardır. Oda şudur.

“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”

Yetimlere ne gibi yardım etmeliyiz?

Yetimlerin hep yanında olmalı onlara kendilerini yalnız hissettirmemeliyiz. Onun hep mutlu olmasını sağlamalıyız.

Hatta peygamber efendimiz yetimlerle ilgili

Onların başını okşayın demiştir.

Farz olan ibadetler hangileridir?

- Kelime-i şehadet getirmek

- Namaz kılmak

- Oruç tutmak

- Zekat vermek

- Hacca gitmek

Hadis nedir?

Hadis, peygamber efendimizin söylediği uyarıcı ve güzel sözlerdir.

Başarılar…

XxThe_OptixX

Yazar:

muffinvj3y
Bir cevabı oylayın:
5

Cevabı biliyor musunuz? Buraya ekleyin!

Cevabı bulamıyor musunuz?

Size yardımcı olabilecek diğer ilgili sorular

10. Sınıf Fizik Ders Kitabı Cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 85 / 2021-2022

Yazar:

lobster

Açıklama:

Basınçtan yararlanılan alanlar yukarıda anlatılanlarla sınırlı değildir. Robotik el ve ayaklar, büyük oranda basınçtan yararlanılarak yapılan önemli bir teknolojik üründür. Pek çok insan dokunmayı tek bir duyu olarak düşünür. Aslında dokunma birçok farklı duyudan oluşur.

Elinizde ağrıyı, sıcaklığı, titreşimi ve basıncı algılayan sensörler vardır. Bilim insanları ve mühendisler, bir cismi tutmada basıncın önemini bildiklerinden diğer hislerin yanında özellikle basıncı algılayan robotik el ve ayak yaparak ihtiyaç sahiplerinin hayatlarını kolaylaştırmışlardır.

Bir robotik elle salkımdan üzüm uygulanan kuvvet etkisiyle oluşan basıncın bu maddelerin uçları koparmak gibi hassas görevler yapüaMir. arasında bir elektriksel potansiyel farkı meydana getirmesinden

(piezoelektrik olay) yararlanmayı bilmişlerdir. Oluşan potansiyel farkından kaynaklanan elektrik akımı, günlük yaşamımızda yer alan manyetolu çakmakların, elektronik terazilerin, bazı basınç ölçüm aletlerinin ve daha birçok araç, gerecin çalıştırılmasında kullanılmaktadır.

Kışın karlı günlerde mevsimine uygun günlük ayakkabılardan ziyade kar ayakkabısı (leken) giyerek yürümek neden daha kolay olur?

Kar ayakkabılarının kullanılmasında göz önüne alınan ilkeler kar kayağı ve su kayağında da geçerli midir?

⤵️ Açıklayalım ⤵️

Zemine uygulanan kuvvetin şiddeti kişinin ağırlığı kadardır ve bu değişmez. Ancak kar ayakkabıları giyilerek yüzey alanı değiştirilebilir. P = F/S bağıntısına göre basınç, yüzey alanının büyüklüğü ile ters orantılıdır. Derin karlarla örtülü zeminlerde batmadan yürümek için basıncı azaltacak daha büyük yüzey alanına sahip kar ayakkabıları tercih edilir. Bunun sonucunda kuvvetin yüzey alanına oranı dolayısıyla basınç azaltılmış olur. Aynı ilkeler, kar kayağı ve su kayağı için de geçerlidir. Kar ayakkabısı gibi kar kayağı da kayakçının kar yüzeyinde kalmasını mümkün kılar. Bir kayak, kar ayakkabısından farklı olarak uzun ve incedir. Kar kayağı ile kayakçının ağırlığı büyük bir yüzeye yayılır. Bu yayılma nedeniyle basınç küçülür ve kayakçı karla kaplı bir tepeden kara batmadan daha etkin bir şekilde kayar.

Cansu, bir şovmenin düzinelerce çivinin üzerine uzanarak yaptığı gösteriyi izlerken şaşırır ve olayın gerçekliğini araştırmaya koyulur. Bu çerçevede sistemin 6 000 çivinin birlikte hareketini elektronik olarak kontrol eden düzenekten oluştuğunu öğrenir.

Çivilerin üzerindeki kişinin kütlesi 60 kg olduğuna ve çivilerin yaklaşık üçte birinin gövdeyi desteklediği varsayıldığına göre Cansu her bir çiviye düşen yükü kaç N olarak hesaplamıştır? Cansu’nun hesapladığı bu kuvvet değeri kişinin zarar görmediği göz önüne alınırsa mümkün müdür?

Cevabımız ;

• 0,3 N. Bu değer 0,03 kg’lık kütlenin ağırlığı olduğundan makuldür.

#OoptiZamanı

#iyiidersler

#eniyiseçermiisin

#eodev

Yazar:

haley9utz
Bir cevabı oylayın:
8

10. Sınıf Fizik Ders Kitabı Cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 103 / 2021-2022

Yazar:

weaver

Yazar:

chance8dt0
Bir cevabı oylayın:
8

Yazar:

kobazu8j
Bir cevabı oylayın:
10

Aşağıdaki şemayı, Peygamberimizin (s.a.v.) insanlara değer vermesi açısından yorumlayınız. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.); zengin-fakir ayrımı yapmazdı. hastaları ziyaret ederdi. insanların hatalarını toplum içinde söylemezdi. insanları incitmezdi. insanların dertleriyle ilgilenirdi. insanlara karşı güler yüzlüydü. misafire ikramda bulunurdu.

Yazar:

robertson5

Yazar:

bubble buttmtng
Bir cevabı oylayın:
2

Merhaba !

Peygamber efendimiz insanlara ve diğer tüm canlılara şefkat gösteren bir insandı.

Verilen maddeleri yorumlayalım :

Zengin fakir ayrımı yapmazdı ;

Peygamber efendimiz eşitliğe çok önem veren bir insandır. O yüzden insanlar arasında hiçbir şekilde ayrım yapmazdı. Herkese eşit davranıp kimseyi kimseden üstün tutmazdı bu özelliği insanlara değer verdiğini doğrular.

Hastaları ziyaret ederdi ;

Peygamber efendimiz zorda darda kalan insanlara yardım ederdi. Bir şeye ihtiyaçları olduğunda elinden gelebildiği kadar yardım ederdi. Hasta insanlara da Allah tan şifa diler. Onları ziyaret ederdi. Bu özelliği insanlara değer verdiğini doğrular.

İnsanların hatalarını toplum içinde söylemezdi ;

Peygamber efendimiz insanlara anlayışlı ve sevgiyle yaklaşan bir insandı. İnsanların yaptığı hataları da toplum içinde söyleyip onları rencide etmek yerine güzel bir dille uygun bir yerde uyarırdı. Bu özelliği de insanlara değer verdiğini doğrular.

İnsanları incitmezdi ;

Peygamber efendimiz anlayışlı saygılı ve kibar bir insandı. Hiçbir şekilde insanlara kaba ve saygısız davranmazdı. İnsanları incitmezdi. Bu özelliği insanlara değer verdiğini doğrular.

İnsanların dertleriyle ilgilenirdi ;

Peygamber efendimiz insanlara değer veren bir insandı. Onların her zaman iyi olmalarını isterdi. Onların dertlerini dinler. Sevgiyle saygıyla yaklaşırdı.

İnsanlara karşı güler yüzlüdür ;

Peygamber efendimiz insanların mutlu olduğunu görmek isterdi. Onların üzülmelerini veya canlarının sıkılmasına gönlü razı olmazdı. Bu yüzden insanlara tebessüm eder onlara sevgiyle yaklaşırdı. Bu özelliği de insanlara değer verdiğini doğrular.

Misafire ikramda bulunurdu ;

Peygamber efendimiz insanlara değer verirdi. Kendi evine gelen insanlara da ikram da bulunup onları hoşnut ederdi.

Başarılar dilerim :))

'Sena

Yazar:

kaileykl5o
Bir cevabı oylayın:
10

Adamın biri, yolun kenarına dikenler ekti. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başladı. Oradan gelip geçenler, "Bu dikenleri sök, insanları rahatsız etmesin." demeye başladılar. Adam bunları dinliyor fakat söylenenlere aldırmıyordu. Durumdan haberdar olan vali, bir gün adama, "Mutlaka bu dikenleri sök." dedi. Adam itiraz etmeden "Tamam, bir gün mutlaka sökeceğim." dedi. Adam "Dikenleri sökeceğim." diye diye uzun zaman geçti. Bu arada dikenler iyice büyüdü ve insanları daha çok rahatsız etmeye başladı. Vali, bir gün yine dikenleri sökmeyen adama, "Ey sözünde durmayan adam! Sök şu dikenleri. Bu işi sürüncemede bırakma." dedi. Adam ise "Aceleye gerek yok. Daha çok zaman var. Bugün olmazsa yarın mutlaka bu dikenleri sökeceğim." dedi. Bunun üzerine vali, o adama şunları söyledi: "Sen hep ‘yarın, yarın’ diyerek bu işi erteliyorsun. Fakat şunu bil ki her geçen gün o dikenler büyüyüp güçleniyor. Dikenleri sökecek olan sen ise güç kuvvet kaybediyorsun. Dikenler gün geçtikçe gençleşiyor, sen ise ihtiyarlıyorsun." diye uyardı. Bu hikâyeyi anlatan Mevlânâ şöyle der: "Her kötü huyunu bir diken bil. Dikenler kaç keredir senin ayağını zedelemekte ve seni defalarca kötü huydan perişan hâle düşürmektedir. Fakat duygun yok ki! Pek duygusuzlaştın. Çirkin huylarından dolayı başkalarına zarar verdiğinin farkında değilsin. Kendine verdiğin zararı da görmüyorsun. Sen hem kendine zarar veriyorsun hem de başkalarına." Mevlânâ, Mesnevî, C 2, s. 94-95. Yukarıdaki hikâyenin bize vermek istediği mesajlar nelerdir? Arkadaşlarınızla konuşup belirleyiniz.

Yazar:

sherlyn

Yazar:

friscordje
Bir cevabı oylayın:
0

Cevaplar 2

Cevabı biliyor musunuz? Buraya ekleyin!

Cevabı bulamıyor musunuz?

Size yardımcı olabilecek diğer ilgili sorular

Diğer DKAB Sorular