Cevap:
1.kitap=
Karantina Kitabı Özet
Zeynep kendini bir bela mıknatısı olarak görmektedir. Yeni başladığı okulda daha ilk günden belayı beraberinde getirmiştir. Okul salgın bir hastalık olduğu düşünülüp karantina altına alınır. Aynı zamanda Zeynep okulun karanlık bir koridorundan geçerken sarışın bir kız cesediyle karşılaşır. Şok olan Zeynep hemen oradan uzaklaşmak ister. Lakin bir şey onu durdurur. Arkasında biri olduğu hissine kapılan Zeynep arkasındaki kişinin katil olduğunu düşünüp korkar. Ancak o kişi yani kitabın başrollerinden biri olan Onur Zorlu kendinin katil olmadığını, içerisinde bulundukları okulun müdürünün kendi babası olduğunu ve babasının adı karalanmasın diye bu cesedi birlikte saklama ve kimseye bu cesetten bahsetmemeyi söyler. Ancak tam o anda Onur iki çocukluk arkadaşı Mert ve Burak da cesedi görürler. Bunun üzerine bu dörtlü birlikte bu ceset meselesini çözmeye çalışırlar.
Kitap bir yandan bu dört kişinin yani mahşerin dört atlısının arkadaşlıklarını, bir yandan katili aradıkları bir yandan da Zeynep ile Onur'un aşk hikayesini konu alır.
Kitapta en çok merak edilen konu sarışın kızı kimin öldürdüğüdür. Kitapta katil sonlara doğru açıklanmıştır ve kitabı okuyanlar için büyük şok yaşatmıştır.
Kitap boyunca "Bizimle misiniz?" veya "Mahşerin dört atlısı." diyalogları oldukça fazladır. Ancak bu replikler okuyuculara dostluk adına oldukça anlamlı dersler vermektedir.
Karantina romanı benim için gayet eğlenceli ve akıcı bir kitaptı. Sıkıldığım veya bıraktığım zaman olmadı. Demek istediğim oldukça sürükleyici bir kitaptı. Ancak benimde rahatsız olduğum bazı durumlar vardı. Örneğin şu son yıllarda Türk yazarlarda oldukça fazla görülen iyi ve masum kız, kötü erkek muhabbeti okurları oldukça sıkmaktadır. Yine aynı şekilde bu kitapta da Zeynep masum ve daha önce hiç sevgilisi olmamış kızı oynaması, Onur'un da erişilmez okulun popüler erkeği olması oldukça sıkıcıydı. Kitabın kalitesini düşüren bir durum olduğunu düşünüyorum. Başka bir durum ise yazarın diliydi. Oldukça sade bir dili olan Beyza Alkoç'un bu kitapta betimlemelere yeterince yer vermişti. Lakin kitap genç kitleye hitap ettiği için yetişkin kitlenin pek beğenmediği bir kitap oldu. Aynı zamanda kitap bir yönden daha beni rahatsız etti. Kitaptaki karakterler içinde bulundukları felakette rağmen hiçbir şey olmamış gibi yaşamaları oldukça anlamsızdı.
Kitaptaki karakterler oldukça uygundu. Bir arkadaş grubunun üyeleri olan Zeynep, Onur, Burak, Mert birbirinden farklı özellikleriyle kendilerini okurlara sevdirmeyi başardılar. Aynı zamanda mesajlaşma kısımlarındaki diyaloglar okurların yüzünde tebessüm bırakmayı başardı. Kitap 448 sayfadır.
Açıklama:,
2.Kitap=
Momo Kitabı Özet
Küçük bir çam ormanının içine gizlenen, çok fazla tarlanın olduğu, evlerin ve kulübelerin giderek yoksullaştığı yerde bir amfitiyatro harabesi vardır. Son günlerde bu harabe unutulmuş gibidir. Harabe korunmaya değer bulunmadığı için kendi haline terk edilmiştir. Harabeyi en iyi tanıyanlar yalnızca yakın çevrede yaşayan insanlardır.
Çevre halkı arasında son zamanlarda harabede bir kız çocuğunun yaşadığı söylentisi çıkar. Bu konuda kimse emin değildir. Kızın adının Momo veya buna benzer bir şey olduğu söylenir. Kızın yaşını bilen yoktur. Üstü başı ve saçları kir içindedir. Çevre halkı bir gün Momo ile konuşup kim olduğunu, nereden geldiğini öğrenmek için harabeye gelir. Momo en başta çevre sakinlerinin kendisini oradan kovacağını düşünerek onlarla konuşmaz. Sonrasında gelenlerin iyi insanlar olduğunu görür ve onlarla konuşmaya başlar.
Momo tek başına yaşayan kimsesiz biridir. İnsanlar önce bu çocuğu sahiplenmek ister. Ama kimse bu sorumluluğu tek başına almaya cesaret edemez. Harabe amfitiyatroyu düzenleyerek herkesin bu kız çocuğunun bakımında sorumlu olması kabul edilir.
Duvar ustası Nicola, Momo'nun odasını düzenleyerek resim yapar. Odasına karyola, yatak, masa ve sandalye koyarlar. Momo yanına gelen insanları çok iyi dinler. Herkesin dilinde bir sözcük dolanır: “Sen bir Momo’ya git.” Momo geldikten sonra harabe çocuklarla dolar taşar. Momo onlara orijinal fikirler üreterek oyunlar bulmasına yardımcı olur. Çocuklar harabede çok eğlenir.
Momo’nun en yakın arkadaşları Beppo ve Gigi’dir. Yaşı ilerlemiş olan Beppo sabahtan akşama kadar kaldırımları süpüren bir çöpçüdür. Yıkık tiyatronun yakınında taş, teneke ve çinko parçalarından yaptığı bir kulübede oturur. Herkes Beppo’yla alay eder. Çünkü Beppo bir soruya cevap vermeden önce çok düşünür. Hatta öyle ki bazen bir gün düşündüğü bile olur. Kelimelerin anlamlarına çok dikkat eder. Gigi ise dalgın bakışlı, genç, yakışıklı ve sürekli gülümseyen biridir. Gigi çok zengin olup refah içinde yaşamak ister. Belli bir işi yoktur. Ne iş olsa yapar. Kendisine Turist Rehberi Gigi demektedir. Bulundukları yere gelen turistlere rehberlik eder. Turistlere hikayeler uydurup anlatır. Kimisi ilgiyle dinlerken kimisi de arkasına bakmadan gider. Gigi, Momo geldikten sonra daha güzel hikayeler anlatmayı öğrenir.
Herkes mutlu mesut, sevdiklerine zaman ayırarak yaşamaya devam ederken bir anda ortaya duman adamlar çıkar. Zaman tasarrufçusu olduğunu iddia eden duman adamlar insanların her işini çabucak yapmalarını isteyerek kalan zamanlarıyla kendileri beslenir. Duman adamların vazgeçemediği, yaşam kaynağı olan diğer seçenek ise sigaralarıdır. Duman adamların amacı, insanları yok ederek kendileri dünyada hüküm sürmekdir. Momo duman adamların planlarına engel olmaya çalışır. Duman adamları herkese anlatmaya başlar ve onlara inanmamalarını söyler. Bunu gören duman adamlar olayların daha kötüye gideceğini anlayınca olaya el atar. Artık herkes yoğundur, harabeye çocuklar dahil kimse gelip gitmez.
Momo da yeni arkadaşı Kassiopeia adlı kaplumbağa ile gezinmeye çıkar. Kassiopeia olacakları yarım saat önceden bilebilmektedir. Momo’yu da böylelikle duman adamların elinden kurtararak Hora Usta’ya götürür.Zaman bekçisi olan Hora Usta, Momo’ya yardım ederek duman adamların yok edilmesi için uğraşır. Hora Usta uyur ve zaman çiçeğini Momo’ya verir. Momo çiçek solmadan önce duman adamların inine girerek onları yok etmelidir. Momo duman adamları takip eder. Zorla da olsa duman adamların bulundukları yeri keşfederek onların sonsuza kadar yok olmalarını sağlar.
Artık herkes yine eskisi gibi mutlu, huzurlu, birbirine vakit ayırarak yaşamaya devam eder
biraz uzun oldu ama umarım işine yarar